Başbakan Tayyip Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen tapelerin ortaya çıkması ile birlikte devletin en mahrem konuşmalarının gerçekleştirildiği kriptolu telefonları bile dinleyebilen ‘paralel’ örgütün var olduğu savı, Türkiye gündemini uzun süredir meşgul ediyor.
Kriptolu telefonların nasıl dinlenebildiğini, Elektronik ve Haberleşme Mühendisi olan ve aynı zamanda Meclis’te Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Katip Üyeliği görevini sürdüren AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk ile konuştuk.
2011 genel seçimlerinde AK Parti’den Bursa Milletvekili seçilen Elektronik ve Haberleşme Mühendisi Mustafa Öztürk ile gazetemiz Bursa 5N1K’yı ziyaretinde Bursa’nın sorunlarından Ankara’da bir gününün nasıl geçtiğine, Başbakan’ın önemli görüşmelerini yapmak için kullandığı kriptolu telefonların nasıl dinlenebildiğinden Meclis’te yaşanan yumruklaşmalara kadar pek çok konu hakkında samimi bir sohbet gerçekleştirdik. İşte, ayrıntılar…
MUSTAFA ÖZTÜRK UZAYDAN GELMEDİ
BURSA 5N1K: Vekil adayı olarak isminiz geçtiğinde ‘sürpriz’ olarak algılanmıştınız. Mesleki anlamda önemli çalışmalara imza attığınızı biliyoruz ama sizce vekilliğiniz neden sürpriz olarak değerlendirildi?
Mustafa ÖZTÜRK: “Mustafa Öztürk uzaydan gelmedi. Bursa bürokrasisinde çok önemli bir yer alıyor. Muhafazakar demokrat kimliğiyle çok şey öğretmiş, Bursa İl Telekom Müdürü iken hem ile hem de ilçelere çok şey kazandırmış bir insan. Bursa’ya çok şey kazandırmış bir insan. Sivil toplum örgütleriyle çalışan bir insanım… Memur-Sen’in, Birlik-Sen’in Bursa’daki kurucularındanım. Vakıflarda ve derneklerde görev aldım. Aktif siyasetin içinde değildim ama diğer manada aslında siyasetin içindeydim. Herkesin bir beklentisi olabilir buna saygı duyarım. Bazı şeylerin manipüle edildiği düşüncesindeyim. Gazetelere bakarsanız 18 kişilik çarşaf çarşaf listeler hazırlandı. Bunların gerçek olmadığı, manipüle edildiği, herkesin kendi grubuna destek verdiği anlaşılıyordu. Bizim siyasetteki amacımız şudur. Biz siyasette faydalı olmaya çalışıyoruz. Bu ülkeye faydalı olmak, milletimize, insanımıza hizmet etmek istiyoruz. Tüm çabalarımız gayretlerimiz bunun için. Belki teşkilatın içinde olmadığımızdan dolayı birilerine ters gelmiş olabilir. Ama teşkilatın içinden de milletvekili olur, dışından da… Hem mesleki kariyeri olacak hem yeteneği, dolayısıyla proje bazlı çalışabilecek, yönetim becerisi olacak, Bursa’yı tanıyacak. Bu kriterlere baktığımız zaman içim rahat ve Bursa’ya hizmet edebileceğimi düşündüm ve ediyorum da. Bir yarıştır bu. Herkes bir yarışın içine giriyor. Hizmette yarış olsun, tamamen benim adamım, benim camiamdan mantıklarından uzak, biraz önce bahsettiğim kriterlere uygun bir yarış olsun. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde de bu kriterlere uygun bir milletvekilliği yarışı olacak. Allah her şeyin hayırlısını nasip etsin. Unvanlar gelip geçer. Çok önemli bir görev milletvekilliği görevi ama görevi her yerde yaparsınız. Bu görevden büyük bir onur, mutluluk ve heyecan duyuyorum. Ama sadece milletvekilliği unvanı benim için her şey değil.”
VEKİLLER ULAŞILABİLİR OLMALI
BURSA 5N1K: Vekil olduğunuz ve milleti temsilen Ankara’ya gittiniz. Başkent’te bir gününüz nasıl geçiyor?
Mustafa ÖZTÜRK: “Özetlersek, daha çok yasama, denetim ve kontrol görevini yapıyoruz. Ama ülkemizde siz de biliyorsunuz ki, milletvekili her şeyle uğraşır. Atama isteyen, tayin isteyen, iş isteyen gelir… Biz de talep doğruysa, hak ediyorsa, ülke menfaatineyse bunlara kolaylık gösteririz. Bir günde bu gelip gidenler, telefonlar hiç eksik olmaz, mesela bu sabah sadece bir saat içinde 15 çağrı vardı telefonumda. Bir de milletvekillerine herkes ulaşabiliyor. Cep telefonumuz hemen hemen Bursa’nın çoğunda var. Mesela belediyeyle işi var, neden belediyeyi aramadınız diyoruz. Ulaşamadık diyorlar. Bir arkadaşımız aradı geçtiğimiz günlerde. Köyünde su problemi varmış. İçişleri Bakanı’nın telefonunu istiyor. Bi dakka dedim aradım belediyeden arkadaşları. Sorunu çözdük, şimdi hayır dua ediyorlarmış bize. Ama şikayetçi değiliz. Nerede olursak olalım bizim ulaşılabilen insanlar olmamız lazım. Bir de bize gelen problemleri inceleyip geri dönmemiz lazım.
MECLİS İÇTÜZÜĞÜ DEĞİŞMELİ
Bütün bunları bir kenara bırakıp Meclis’in genel işleyişine geldiğimiz zaman bizim temel görevimiz yasama. Komisyonlarımız var. Bir ikincisi de Meclis Genel Kurulu’na katılarak çoğunluğu sağlayıp kanun tasarı ve tekliflerini Meclis’ten geçirmek. Ama bu işleyiş beni tatmin etmiyor. İçtüzüğün değişmesi lazım… Müthiş bir zaman kaybı Meclis Genel Kurulu… Komisyonlarda kanun tekliflerinin bütün maddelerini bazen dakikalarca bazen saatlerce görüşüyorsunuz. Hem iktidar hem muhalefet partileri en ince detayına kadar görüşüyor her şeyi. Alanında uzman milletvekilleri, faydalı olabilecekleri komisyonlara seçilir. Uzman insanlar görüşüyor zaten. Siz sonra aynı konuyu bir de Meclis’e getiriyorsunuz. Saatlerce konuşuyorsunuz. İçtüzüğü değiştirip, sadece geneli üzerinde görüşüp oylamaya geçmek lazım. Meclis’in bu yasama döneminden sonra ilk yapacağı iş Meclis İçtüzüğünü değiştirme olmalıdır. Biliyorsunuz ben, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Katip Üyeliği görevini yürütüyorum. Çok ciddi çalışmalar yaptık üç senedir. Ama bu ülkede çok uzun süredir kanunlar değiştirilmemiş, toplumun gerisinde kalmış, dünyanın gerisinde kalmış. Bu yasaların toplumun dinamiklerine, ülkenin beklentilerine göre değiştirilmesi gerekiyor. O yüzden bu dönem çok çalıştık ve çok sayıda kanun çıkardık. Bundan dolayı mutluyum.”
MECLİS’İN ONURUNU KORUMALIYIZ
BURSA 5N1K: Televizyonlardan izliyor, gazetelerden takip ediyoruz. Bazen hararetli tartışmalar, yumruklaşmalar oluyor Meclis’te. Ne düşünüyorsunuz bir vekil olarak?
Mustafa ÖZTÜRK: “Meclis’e ilk gittiğim zaman istifade eder miyim diye ön sıralarda oturuyordum. Fakat gördüm ki, konu üzerinde konuşmaktan ziyade orada politika yapılıyor. Muhalefet şu anda ne yazık ki bir proje üretmek, bir planlama yapmak değil tamamen bizim grubumuzun vekillerine hakaret etmekle uğraşıyor. Bizim inancımız bizim değerlerimize yönelik, kişiliğimizle ilgili… Bu çok acı… Sürekli hakaret edilirse size, ister istemez bir gerginlik ortamı doğuyor ve karşılık veriyorsunuz. Bazen az da olsa temaslar oluyor ama ben şahsım adına ne olursa olsun bu kavgalı ortamların yanlış olduğunu, bizlerin hem söylem hem fikir hem de ürettikleriyle örnek olmamız gerektiğini düşünüyorum. Muhalefet partisi, iktidarın icraatlarını beğenmeyebilir. Saygı duyarız. Ama hakaret etme hakkına sahip değiller. Niçin karşı çıktığınızı söylersiniz. Millet de sizi daha iyi anlar. Ama bizler de daha sabırlı daha sağduyulu olmalıyız. Türkiye’ye örnek olacak bir Meclis haline getirmemiz lazım. Her birimizin insan kalitesini ve Meclis’in itibarını ortaya koymamız gerekiyor. Bir tane Meclis var. Meclis’in onurunu korumamız gerekiyor. Kavga, şiddet hiçbir şekilde tasvip edilmez, bunları kınıyorum.”
ÜLKEMİZ BAŞKANLIK SİSTEMİNE LAYIK
BURSA 5N1K: Recep Tayyip Erdoğan Köşk’e çıktığında nasıl bir tablo olacak sizce?
Mustafa ÖZTÜRK: “Türkiye’de hâlâ vesayet anlayışının devam ettiğini görüyoruz. Hâlâ siyaset dışı yollarla siyasetin dizayn edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bunların Türkiye demokrasisinde bitmesi gerekiyor. İkincisi Türkiye’de demokrasi kurumsallaşmalı artık. Bunların en başında sivil bir anayasa geliyor. Daha sonra da yarı başkanlık ya da başkanlık denilen yeni bir yönetim anlayışına ihtiyaç var. Dünyadaki ülkelerin yaptıklarına bakarak, onları bir sentezden geçirerek… Bizim insanlarımız buna layık. Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasasının da değişikliğe uğraması lazım. Bunları en iyi yapacak güçlü bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var. Bunları istemeyen bir cumhurbaşkanı oraya gelirse hiçbir şey değişmez. Başbakanımızın düzenlediği istişare toplantısında da ‘Ben sizin cumhurbaşkanı olmanızı istiyorum, bu sebeplerden’ demiştim. Bunu da çok inanarak söylüyorum. Amerika’nın siyasi yapısına baktığımız zaman, denetimin daha kolay olduğunu, daha şeffaf, hesap verilebilir bir yapı olduğunu görüyoruz. İkincisi Sayın Başbakan’a baktığımız zaman, gençlik yıllarından beri siyasetin içinde olan, bu ülke insanını iyi tanıyan, onlarla iletişim kuran, bu ülkeyi, şehirlerini iyi tanıyan, çünkü belediye başkanlığı da yaptı, ekonomiyi, uluslararası çevreyi çok iyi tanıyan bir isim. Bunların hepsi bir artıdır. Kararlı, risk alabiliyor, dik durabiliyor. Bir lider, bir cumhurbaşkanında olması gerekenin çok daha fazlası Sayın Başbakanımızda var.”
BAŞBAKANIMIZ MİLLETE DİKLENMEZ
BURSA 5N1K: İnsanların kafasında bir soru var. Bir gazeteci olarak sormak da bizim görevimiz. Sert bir cumhurbaşkanı mı geliyor? Çankaya’dan yansıyan ne olacak?
Mustafa ÖZTÜRK: “Sayın Başbakanımız, satır aralarında bunun mesajını veriyor aslında. Biz vesayete, faiz lobisine, silah lobisine dik durduk. Siyaset dışı yollarla siyaseti dizayn etmeye çalışanlara dik durduk. Sayın Başbakan’ın dik durduğu şeyler bunlar. Ne yaptık? Özgürlükleri artırdık, demokrasiyi güçlendirdik. İnsan haklarını artırdık. Bunlarla ilgili birçok kanun çıkardık. Ben Sayın Başbakanın, Cumhurbaşkanı olduktan sonra da şimdi olduğu gibi Türkiye’nin menfaati olan şeylerin yanında olacağını ama daha önce olduğu gibi topluma diklenmeyeceğini, toplumla iletişiminin kopmayacağını düşünüyorum. Başbakanımız 7’den 70’e herkesle çok iyi iletişim kuruyor. Ben toplumsal mutabakatın daha fazla olduğu, herkesin Türkiye’nin menfaatleri için kilitleneceği bir dönem yaşanacağını düşünüyorum. Muhalefet partilerine aslında daha fazla görev düşüyor, sorumlu, duyarlı bir siyaset yapmalılar. Onlar tabii ki farklı düşünecek. Saygı duyuyoruz. Demokrasinin gereği de budur. Ama niçin başaramadıklarını, şapkalarını ortaya koyup bir düşünmeleri gerek.”
TÜRK HALKI AK PARTİ’YE GÜVENİYOR
BURSA 5N1K: Türkiye’de çok gördüğümüz, yaşadığımız bir şey değil… AK Parti 12 yıldır iktidarda… 12 yıllık AK Parti iktidarının yıpranmamasını neye bağlıyorsunuz?
Mustafa ÖZTÜRK: “Türkiye siyaset tarihinde olmazı gerçekleştirdi AK Parti. Temel mesele şu… Halkla bütünleşti. Yıllardır hep halka rağmen siyaset yapılıyordu. Bu değişti artık. Halkla beraber, milletin beklentilerini, taleplerini, sorunlarını çözmek için siyaset yapılıyor. Devletle millet bütünleşti. Ondan sonra ehil kadrolar geldi. Ehil kadrolar gelince, kaynaklar da etkin kullanılınca sonuç böyle oluyor. Belki 5 yıllık kalkınma planları yapıldı ama siz hiç 15 yıllık 20 yıllık hedef koyulduğunu gördünüz mü bu ülkede? Tabii ki altyapı hizmetleri verildi, şehirler dönüşüyor kentsel dönüşümle, çevreyi güzelleştiriyor… Siz bunları yapınca halk sizi sevmez mi, sever. Sosyal katmanlara çok destek olundu. Engelliler, yaşlılar, dullar var, herkesin elinden tuttu AK Parti. Sağlık sektörünü düşünün. Gece yarısı sıraya girerdik. Eğitim reformları, ulaşım alanında yapılanlar. Millet bunları görüyor. İstikrar ve güven de oluşmuş. Millet bunu kaybetmek istemiyor. Huzur da var çok şükür. Her ne kadar siyaset dışı yollarla karıştırmaya çalışsalar da… Ama millet hâlâ AK Parti’ye olan inancını koruyor. Çünkü AK Parti çok doğru ilkelerle yola çıktı. Bu ilkeleri devam ettirdiği sürece AK Parti uzun yıllar iktidarda kalmaya devam edecek. Muhalefet partilerine millet güvenmiyor zaten. Plan yok, proje yok. 30 Mart’ta yedi düvel birleşti AK Parti’ye karşı ama başaramadılar. Yurtdışına da çıkıyoruz. Oradaki insanlar Türkiye’ye gıpta ile bakıyor. Oradaki Türkler kendilerine gösterilen saygıdan ilgiden dolayı müthiş mutlu. Türkiye’nin itibarı onuru dış dünyada artmıştır. Bu da bu ülkede yaşayan insanların övünebileceği çok güzel bir durum…”
MUDANYA’YI KAYBEDECEĞİMİZİ DÜŞÜNMÜYORDUM
BURSA 5N1K: Her alanda çok çalışkan bir ekipsiniz ama kısa bir süre önce gerçekleşen yerel seçimlerde Bursa’da ‘18’de 18’ hedefleyen AK Parti’nin Nilüfer ve Mudanya kaybını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mustafa ÖZTÜRK: “Mudanya’yı kaybettiğimize çok üzüldüm. Kaybedeceğimizi düşünmüyordum. Demek ki orada, başlangıçtan itibaren siyasi bazı hatalar yaptık. Bu aday belirleme olabilir, meclis üyelerini belirleme olabilir, saha çalışmalarında olabilir. Biz bunu oturur kendi içimizde değerlendiririz ama biz Mudanya’ya çok hizmet yaptık. Hâlâ da yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Sadece yolları, BUDO’yu düşünseniz. Mudanya’da katma değer arttı, ticaret arttı. Ben hayret ettim. Kaybedeceğimizi hiç düşünmüyordum.”
NİLÜFER ZOR BİR BÖLGEYDİ
BURSA 5N1K: Peki, 17 ve 25 Aralık operasyonlarının etkisi olabilir mi sizce bu kayıplarda?
Mustafa ÖZTÜRK: “AK Parti ilk kurulduğunda hatırlarsınız üç tane ilkemiz vardı, yoksulluğu ve yolsuzlukları bitireceğiz ve yasakları kaldıracağız. Çok yolsuzluğu bitirdik gerçekten. Eğer kesinleşen bir hadise varsa, okyanusu geçtik, derede boğulmayız dedim ben. Varsa kesin bir şey, müfettişler inceler ve gerekeni yapar. Halkımızın bundan dolayı böyle bir karar vermemesi gerektiğini düşünüyorum. Ama Nilüfer zor bir bölgeydi. Mustafa Esgin arkadaşımızın bir miktar farkı kapatabileceğini düşündüm. Fakat maalesef o da gerçekleşmedi. Demek ki, Nilüfer’i bizim çok özel değerlendirmemiz lazım. Nilüfer’i niçin kazanamadığımıza dair kafamda bazı şeyler var ama bunlar bende kalsın. Konuşulanlar ortada zaten. Maalesef kişisel çıkarlar, rantlar… Bu kadarla yetineyim. Şahıslarla işim yok. Ama Nilüfer iyi yönetilmiyor. Nilüfer’de yeşil katlediliyor. Öyle imar değişiklikleri var ki… Yeşil alanlara işyerleri yapıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Nilüfer’de adaletsiz hizmet var. Belde belde, site site, ev ev ayrılıyor. Burası bize oy vermedi, burasını yapmayacaksınız deniliyor. Ben bu dönem Nilüferli vatandaşlarımızın Nilüfer’e daha fazla hizmet getirecek, yeşili katletmeyecek, daha fazla kaynak aktaracak, çağdaş modern Bursa’nın yeni yüzü yapabilecek bir anlayışa destek vereceğini bir miktar tahmin ederdim. Ama o farkı da kapatamadık. Demek ki orada bizim çok stratejik eylem planları hazırlamamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde çalışmalara çok erken başlamamız gerekiyor. Farklı kültürlere sahip insanlar için ne yapıldı bugüne kadar. AK Parti iktidarından önce bir dayatma vardı. İltica, laiklik anlayışıyla bir kesim çok mağdur ediliyordu. Biz inançlı muhafazakar kesim üzerindeki baskıları kaldırdık. Bunun dışında yaptığımız bir şey yok. Kimsenin yaşam biçimine müdahale etme gibi bir düşüncemiz yok. Olmadı, bundan sonra da olmaz. Nilüferli korkmasın.”
BURSA’YA BUTİK ÜNİVERSİTE KURULMALI
BURSA 5N1K: “Bursa’ya üç üniversite yetmez” demiştiniz bir röportajınızda… Bu söyleminizden sonra dördüncü üniversite için bir girişiminiz oldu mu? Diğer üniversitelerin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mustafa ÖZTÜRK: “Görüşmelerimiz oldu ama henüz girişimlerimiz olmadı. Girişim derken tabii ki somut projelerden bahsediyorum. Geçen YÖK’ü ziyaret ettik orada da konuştuk bu meseleyi… Önümüzdeki dönem yoğunlaşıp bunu somut hale getirmek gerekiyor. Bizimle kıyaslanabilecek illere baktığımız zaman, İstanbul, Ankara, İzmir, Antep, Kayseri gibi illere bakarsanız, Bursa’nın bu illerin çok gerisinde kaldığını görürsünüz üniversite konusunda. Dünyada bir standart var, 200-250 bin arasında bir vatandaşa bir üniversite düşüyor. Bursa’ya baktığımız zaman bu neredeyse 1 milyona yaklaşıyor. Başka illerde bu 350-400 bin, 300 bin olan da var. Bursa’da sanayi varsa, turizm varsa, tarih varsa, medeniyet varsa, tarım varsa daha fazla üniversite olacak… Üniversite sayısının artması lazım… Bursa bunu kaldırır.”
BURSA 5N1K: Nasıl bir konseptte olmalı dördüncü üniversite sizce?
Mustafa ÖZTÜRK: “Bu konuda farklı görüşler var. Amerika gibi gelişmiş ülkelerde, Türkiye’deki hocalarımız bundan çok hoşlanmıyor ama butik üniversite, yani bir alana odaklanmış üniversite olabilir. Mesela Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Üniversitesi, mesela sırf Hukuk Üniversitesi. Ama şöyle bir görüş de var, üniversitedeki bölümler birbiriyle etkileşim içinde oluyor. Ben belli konulara odaklanmış üniversitelerin Türkiye’de oluşturulması taraftarıyım. O dalda A’dan Z’ye her şeyi öğreniyor. Daha ihtisas sahibi oluyor ve daha fazla üretim, Ar-Ge, buluş yapabilecek noktaya geliyor.”
EN BÜYÜK SORUN KENTSEL DÖNÜŞÜM
BURSA 5N1K: Sizce Bursa’nın en büyük problemi nedir?
Mustafa ÖZTÜRK: “Bence Bursa’nın üç temel yapısal sorunu var. Birincisi kentsel dönüşüm. Maalesef geçmişte çok ciddi hatalar yaptık; kaçak yapılar, plansız yapılaşma, Doğanbey’den ders çıkarmalıyız ama sadece Doğanbey meselesi değil. Öncesinde Bursa çıkmaz sokaklarıyla çarpık yapılaşmalarıyla zaten yeterince çirkinleştirildi. Kişisel beklentiler, rant kaygısı, oy kaygısı… Çıkardığımız kentsel dönüşüm yasasıyla Bursa’yı çok hızlı bir şekilde dönüştürmemiz lazım. Güzel şeyler olacak. Daha hızlı olmasını isterdim. İki senedir de bunu dillendiriyorum. Daha da hızlanacağız ama belediyelerimizin bununla ilgili çalıştıklarını biliyorum. Kentsel dönüşüm şehrin 100 yıllık planlamasına imkan tanıyacak. Ticaret merkezleriyle, sosyal donatı merkezleriyle, parklarıyla, yollarıyla, köprüleriyle, konutlarıyla yeniden düzenlenecek. Ama o hataları bir daha yapmayalım. Yaptıktan sonra yıkmak çok zor. İkincisi ulaşım. Bursa’da siz yatay dikey yolları artırmazsanız, yerin altına girip metroyu yapmazsanız ulaşım problemini çözemezsiniz. Yapılanlar var. Ama yeterli değil daha fazlasını yapmamız lazım. Kentsel dönüşüm yaparken de şehrin trafiğini yoğunlaştırmayacak planlama yapılması lazım. Toplu taşımaya geçmemiz lazım. Başkanımızın açıkladığı seçim programında bunlar vardı. Bir an önce hayata geçirilmesi lazım. Biz Ankara’da destekçileri oluruz. Üçüncüsü de çevre… Bursa’da sanayi bölgeleri çok fazla tabii ki sanayi olacak. Sanayi olmazsa iş, aş, istihdam olmaz ama çevreye zarar vermeyen, çevreyle özdeşleşen bir sanayi yapmamız lazım. Ovayı tarım alanlarını derelerimizi korumamız gerekiyor.”
Gelecekte bütün telefonlar ‘kod’lanacak
BURSA 5N1K: Elektronik ve haberleşme mühendisi olarak, son dönemde ortaya çıkan ‘paralel yapı’nın telefon dinlemelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kriptolu telefonları nasıl dinleyebiliyorlar? Bunu başarabilecek teknolojik güce sahip olmaları mümkün mü? Peki, onlardan çok daha güçlü olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bunun farkına varamamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Aynı durumun bir daha yaşanmaması için nasıl önlemler almak gerekir?
Mustafa ÖZTÜRK: “Paralel yapı, devlet içinde, hukuk dışında örgütlenmiş, kendi kurumsal çıkarları için uğraşan, bilgi ve belgeleri toplayıp onları şantaj amaçlı kullanan, ülke menfaatlerine aykırı kullanan bir yapı. Yaptığı işlerin ne insani ne ahlaki olmadığını görüyoruz. Telefon dinleme meselesinin birkaç ayağı var. Dinlemeler tamamen savcılık kanalı üzerinden yürütülür. Bir prosedürü var. Ama burada görülüyor ki, bazı insanlar, savcılara bakmadan, hukuk dışına çıkarak üst düzey kişileri dinlemiştir. Boyutu nedir, ilgili arkadaşlar inceleyecek, araştıracaklar. Dinleme şekilleri de farklı, sabit hatlarda TİB üzerinden yapabilirsiniz veya santral üzerinden dinleme yapabilirsiniz. Fiziksel sisteme girerek dinleme yapılabilir. Bir kabloya girersiniz veya TİB’e yönlendiren yazılımlar vardır. Aslında GSM sektörü yıllardır hep dinlenemeyen telefonlar olarak gösterildi. Halbuki tam tersidir. Teknoloji o kadar gelişti ki… Sanal baz istasyonları almak, onları da dinleyeceğiniz kimselerin yakınlarına yerleştirmek suretiyle dinleme yapabilirsiniz. Ne demek bu? Bizim konuşmalarımız kodlanır. Yani elektriksel hale getirilir. Daha sonra bunlar anlaşılması için yeniden ses işaretlerine dönüştürülür. Yani dekodlanır. Kod, dekod… Bunlar baz istasyonlarında yapılıyor. Sanal baz istasyonu aldığınız zaman böyle bir imkanınız var. Bir de böcekler vardır. Bunların farklı şekilleri var. Kalemliğin içine, telefonun içine, duvara koyulabilir. Kriptolu telefonlara gelirsek. Az önce bahsettiğimiz gibi, önce sesler kodlanır, sonra belli bir noktaya geldiği zaman o kod çözülür. Bunun için de bir merkeze ihtiyaç var. O da devletin birimi. Devletin biriminin en üst düzey yetkilileri dinlemesi gerekmiyor. Onun için bir yazılım bir program gerekiyor. O yazılımı kullandığı zaman o yetkili kimseler dinleme yapabilir. Dışarıdaki vatandaş yapamaz. Benim üzüldüğüm bir taraf var. Bizim önerimizle yasadışı dinlemelerle ilgili Meclis’te bir komisyon kuruldu. O komisyondan sonra dinlemeler arttı maalesef. Devlet içinde güven önemli ama tabii ki çapraz usullerle bir de denetim görevinin yerine getirilmesi gerekiyor. Bu sadece bir alanda değil. Farklı kimselerle bunu yapacaksınız. O zaman minimum etkilenmiş olursunuz. Şu anda uçtan uca kodlama teknikleri üzerinde çalışılıyor. Belki bu kodlama teknikleri geliştikçe kriptolu telefonlara gerek kalmayacak. Siz kendi telefonunuzda bunu kodlayacaksınız. Karşıdaki de kendi telefonunda bunu açacak. Dolayısıyla arada bir birim olmadığı için de dinleme yapılamayacak.”
‘Yazılım’ Bursa’ya yakışır
BURSA 5N1K: Bir elektronik ve haberleşme mühendisi olarak, bilişim, yazılım vb. kavramlar size pek uzak değil… ‘Bilişim vadisi’ni Kocaeli’ne kaptıran Bursa’nın ‘Yazılım vadisini’ elden kaçırmaması için bir çalışmanız var mı?
Mustafa ÖZTÜRK: “Amerika’da biliyorsunuz silikon vadisi gibi merkezler var. Kocaeli’nde de daha önce buna benzer merkezler olunca bilişim vadisi oraya verildi. Bakan da tabii ordaydı. Ama bu önemli değil. Bilişimle yazılımı ayırt edemezsiniz. Bunlar entegre hizmetler veriyor. Bursa potansiyeliyle, sanayisi, işgücü, kaliteli teknik personeliyle, dinamikleriyle birçok projeyi hayata geçirebilecek bir şehirdir. Bu gücü vardır Bursa’nın. Ancak üzülerek söylüyorum Bursa bu potansiyelini kullanamıyor. Kopuk çalışıyoruz. Kopuk çalıştığımız için sonuç almakta zorlanıyoruz. Mesela Otomotiv Test Merkezi’nin Bursa’ya gelmesinde bizim de katkımız oldu. Benim arkadaşım o projenin başında çalışıyordu. Birçok ili incelediler. En son Antalya ile Bursa kalınca, Bursa’da da 4 yeri incelediler. Biz o noktaya gelince ortaya çıktık. Sayın Başbakanımızla da paylaştık ve Bursa’da kalması konusunda bir irade ortaya çıktı. Yazılım vadisi gibi projelerde şehir ortak akılla hareket etmelidir. Güçlerini birleştirmelidir, önemli olan kimin yaptığı değildir. Önemli olan Bursa’ya bu hizmetin gelmesi, Bursa’ya ve Türkiye’ye katma değer sağlamasıdır. Yazılım ve bilişim Türkiye’nin ihtiyacı olan bir sektördür. Yatırımı azdır ama getirisi çok yüksektir. Bunun üzerine özellikle eğilinmesini istiyorum. Bizim de çalışmalarımız var. İnanıyorum ki, önümüzdeki dönemlerde katma değeri çok yüksek ürünler çıkaracağız. Yazılım Bursa’ya yakışır. Bilişimcilerin bir derneği var, BTSO var, üniversiteler var, bizler varız. Belediye var, valilik var. Bir komisyon kurulup, bu komisyonun bu tip projeleri takip etmesi lazım ki kısa sürede bunları Bursa’ya kazandıralım.”
Sayın Vekilimizin Bursa 5N1K Gazetesi röportajı
‘Paralel’ciler Erdoğan’ı nasıl dinledi!